Merhaba ben Orhan, bu haberi yazdığımda 8 Mart 2021 Pazartesi idi, eşitsizlik, sömürü ve baskının asla ve kat'a eksik olmadığı bu günde tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun.
İlk haberimiz cumhurbaşkanından, keşke Tuzsuz Deli Bekir'den olsaydı,
Erdoğan: Kadını anne, eş, evlat velhasıl insan olmaktan çıkarıp köksüz, ruhsuz bir birey sıfatıyla karşımıza dikmeye kalkanların oyununa gelmeyeceğiz. Kadın en başta annedir.
Sözleriyle Can Yücel'in "Vaziyet-i Umumî" şiirini bize yeniden anımsattı.
"Benim halim memleketin hali
üç gündür kabızım; dışarı çıkamıyorum
ne geğiriyor, ne osurabiliyorum
içim gırtlağıma kadar bok!
..."
Yunanistan'ın Atina'ya yakın Nea Smirni banliyosünde sokak kısıtlamaları sürerken polis, kısıtlamaları ihlal ettiği gerekçesiyle caddede yürüyenlere alenen şiddet uyguladı. Polis şiddetini protesto etmek için yapılan eylemde çoğunluğu öğrencilerden oluşan 5 bin kişilik grup sokağa indi.
Polis şiddeti karşıtı yapılan protestolarda eylemciler ile polis arasında gece boyunca çatışmalar yaşandı. Yunanistan medyası, eylemcilerin bir polisi ağır yaraladığını duyurdu.
Polis eylemcilere biber gazı ve ses bombasıyla karşılık verdi. Yaklaşık 1 saat süren olaylarda 1 polis yaralandı, 5 kişi gözaltına alındı.
Tam olarak şu ana ani bir dönüş yapıyoruz. Dün gece apar topar verilen bir kararla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldığına ilişkin bir cumhurbaşkanlığı kararı yayınlandı. Resmi Gazete'nin 20 Mart 2021 tarihli 31429'un sayısındaki 3718 sayılı cumhurbaşkanlığı kararınca alınan bu kararla yerinden kalkmamak ve insanlara verebileceği maksimum zararı vermek için çabalayan iktidarın ve malum şahsın yaptıklarına bir yenisi daha eklendi. Bu konuda kendi görev tanımını kendi yapması herhangi bir değer taşımamakta çünkü kendisinin kararları anayasa ve kanundan daha aşağı bir konumda. Ayrıca temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslararası sözleşmelerden cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çıkılamayacağını söyleyen anayasanın 87, 90 ve 104 numaralı maddelerini ihlal etmesi nedeniyle Danıştay'ın bu konuda bir iptal kararı verip vermeyeceği merak konusu...
Turgut Kazan ve Adem Sözüer bu konuda açıklamalarda bulundu ."BBC Türkçe'ye değerlendirmede bulunan Turgut Kazan, İstanbul Sözleşmesi'nin bir yasayla onaylanarak yürürlüğe girdiğine dikkat çekerek, "Böyle bir sözleşmeden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çıkılamaz. Dolayısıyla Meclis tarafından bu yolda yeni bir yasa yapılana kadar İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir" görüşünü dile getirdi.
Bir düzenlemenin kabul edildiği yöntemle değiştirilebileceğinin temel bir hukuk kuralı olduğunu beliren Kazan, şöyle konuştu:
"Gece yarısı kararında deniyor ki 'Türkiye Cumhuriyeti adına 11.05.2011 tarihinde imzalanan ve 10/02/2012 tarihli Bakanlar kurulu kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine...'
"Ama kanunla onaylama bölümü atlanıyor. Oysa Kanun 24 Kasım 2011'de onaylanmış, yürürlüğe girmiştir. Yani Bakanlar Kurulu kararıyla değil. O nedenle İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir diyorum."
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Sözüer ise TBMM'de onaylanan uluslararası sözleşmelerle ilgili Anayasa'nın 90. maddesine işaret etti. Sözüer, Twitter hesabından, "İstanbul Sözleşmesi Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca yasayla onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Böyle bir sözleşmeden Cumhurbaşkanı kararnamesiyle çıkılamaz. Dolayısıyla, TBMM yeni yasa yapmadıkça İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir" ifadelerine yer verdi."
Orhan Kumaş