Savrulup durduğumuz yaşantımızda hep tutunacak bir dal, edecek bir umut arıyoruz. Bazı şartlar buna el vermese de bizi pesimist olmaya itse de biz daima aksini denemeliyiz. Stoacı olmayı deneyip mutluluğumuzun dış koşullara bağlı olmadığını kendimize bağlı olduğunu hatırlayabiliriz. Tabi, kendi içimizde mutluluğu ararken ise eminim çok kez kaybolacağız.
Kaybolduğumuz o yerden ise tek çıkış yolu yine kendimizde saklıdır. Mesela ben, kaybolduğum zaman kalemime sarılıyorum. Beni hayal gücüm ile gerçeklik arasında bir köprüye götürüyor. Düşüncelerimi somut bir şeye dökmek beni hayata geri bağlıyor sanki. Bu yüzden, eğer bir gün kalemimi bırakırsam o gün biliyor olacağım ki kaybolduğum yerden çıkamamışım. Umut ederim ki sizler de kaleminizi veya yazmakta olan kalemleri okumayı hiç bırakmayın.