Tiananmen Meydanı Çin, 1989
İlk gösteriler, reformların yeterince ileri gitmediğine ve Çin'in siyasal sisteminin reformdan geçmesi gerektiğine inanan öğrencilerden ve aydınlardan gelse de, kısa zamanda reformların fazla ileri gittiğine inanan kentli işçileri de içine aldı. Bu durumun nedeni protestoların öncülerinin yozlaşma üzerine yoğunlaşmalarıydı, ki bu iki grubu birleştirdi; gösteriler artan enflasyonun ve yozlaşmanın tetiklediği kentli işçilerden yoğun destek gördü. 26 Nisan 1989'da yayınlanan bir yazıda ve hemen altında Deng tarafından verilen bir demeçte öğrenciler iç kargaşalık çıkarmakla suçlandılar. Bu ifade öğrencileri öfkelendirdi ve 29 Nisan'da yaklaşık 50,000 öğrenci Pekin sokaklarında bir araya geldi ve yetkililerin yaptığı bastırma uyarısını göz ardı etti ve hükümetin demeci geri almasını talep etti. Pekin'de onları çok sayıda insan destekledi.4 Mayıs 1989'da yaklaşık olarak 100,000 öğrenci ve işçi, özgür bir medya ve yetkililerle seçilmiş öğrenci temsilcileri arasında resmi bir diyalog kurulması talepleriyle Pekin'de yürüyüş yaptı. 13 Mayıs'ta, reform yanlısı Sovyet lider Mihail Gorbaçov'un resmi ziyaretinden iki gün önce, büyük öğrenci grupları, seçilmiş öğrenci delegeleriyle görüşmelere başlanması talebinde ısrar ederek Tiananmen Meydanı'nı işgal etti ve açlık grevine başladı. Bu karar, eylemler açısından belirleyici bir andı. Grev, “bin kişiden daha fazla” insanı içerecek şekilde büyüdü. Açlık grevi öğrencilere geniş destek sağladı ve “Pekin'in sıradan insanları" grevcileri korumak için yürüyüşe geçti. Çünkü destek vermenin reddedilmesi ve hükümetin teranelerine eşlik edilmesi izleyenleri şuna ikna etti: Öğrenciler sadece kendi kişisel çıkarlarının peşinde değildi, kendilerini Çin halkı için kurban ediyorlardı.
Pekin'de üniversite öğrencilerinin büyük bir bölümü, arkalarına öğretmenlerinin ve aydınların da desteğini arkasına alarak gösterilere katıldı. Öğrenciler tarafından demokrasinin savunucusu olarak görülen Hu'nun anısına eylemler olarak başlayan gösteriler aşama aşama, siyasal çürümeye karşı protestolardan basın özgürlüğü taleplerine ve Komünist Partisi'nin ve Çin'in “de facto” lideri Deng Xiaoping'in iktidarına bir son verilmesine ya da reforme edilmesine kadar vardı. Diğer şehirlerdeki öğrencilerle ve işçilerle iletişim ve bağ kurmakta kısmen başarılı olan girişimlerde bulunuldu.
Gorbaçov'un ziyareti yüzünden çok sayıda yabancı medya mensubu Çin'de bulunuyordu. Protestoları geniş ölçüde yayınlarına taşıdılar ve genel olarak öğrencilerin lehinde bir tutum benimsediler, ancak öğrencilerin hedeflerine ulaşmaları konusunda karamsardılar.
Politbüro İcra Komitesi, mümkün mertebe şiddete başvurmaktan uzak durmak ve öğrencilerin protestoları bırakıp işlerinin başına dönmelerini sağlamak için parti aygıtına dayanmak istiyordu.
Sonunda, gösterilerin bastırılması kararı alındı. Hükümetin dağılma çağrılarına protestocuların meydan okumasının ardından, Çin Komünist Partisi'nin içinde protestoculara karşı nasıl bir tutum takınılacağı konusunda ayrılık baş gösterdi ve sertlik yanlısı bakış açısı benimsendi ve taleplerin karşılanmasından sa gösterilerin bastırılması kararlaştırıldı.
20 Mayıs 1989'da sıkıyönetim ilan edildi ve 3 Haziran'ı 4 Haziran'a bağlayan gece tanklar ve piyade birlikleri gösterileri bastırıp protestocuları dağıtmak üzere Tiananmen Meydanı'na gönderildi. Lakin ne Çin Ordusu'nun ne de Pekin polisinin yeterli toplumsal olaylara müdahale donanımı-plastik mermi gibi-vardı, kullanılan bütün mermiler gerçekti. Ölen sivillerin sayısı ile ilgili değişik tahminler vardır: Çin Komünist Partisi'ne göre 23, CIA'ye göre 400 – 600, Çin Kızılhaç'ına göre 2600. Yaralı sayısı ise genel kabule göre 7000 – 10000 arasındaydı.
Uygulanan şiddetin ardından, hükümet hareketin kalan unsurlarını baskı altına almak amacıyla geniş çaplı tutuklamalar yaptı, yabancı basını yasakladı ve ÇHC basınında olayların ele alınışı üzerinde katı bir denetim geliştirdi. Harekete sempati duyan Parti üyeleri tasfiye edildi, pek çok yüksek düzeydeki üye ev hapsine alındı.